Denizcilikte Biyoyakıtların Rolü
Biyoyakıtlar, fosil yakıtlara alternatif olarak geliştirilen, yenilenebilir ve çevre dostu enerji kaynaklarıdır. Bitkisel yağlar, kullanılmış yemeklik yağlar, tarımsal atıklar ve diğer organik kalıntılar gibi biyokütlelerden üretilirler. Bu sayede yalnızca atıkların yeniden değerlendirilmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda küresel karbon emisyonlarını azaltmada da güçlü bir araç görevi görürler.
Deniz taşımacılığı, dünya ticaretinin bel kemiğini oluştururken aynı zamanda önemli ölçüde sera gazı emisyonuna yol açmaktadır. Bu noktada biyoyakıtlar, gemilerin mevcut motor ve altyapısında hiçbir değişiklik gerektirmeden kullanılabilen “drop-in” çözümler sunar. Bu özellik, geçiş sürecini hızlandırır ve uluslararası taşımacılığın çevresel ayak izini azaltmada kritik bir rol oynar.
Çevresel ve Ekonomik Faydalar
· Karbon emisyonlarını azaltır: Kullanılan biyoyakıt oranına bağlı olarak %20’den %80’e kadar düşüş sağlanabilir.
· Regülasyon Uyumu: IMO ve AB’nin sera gazı emisyonları (CII, EU ETS, Fuel EU Maritime) yaptırımları için hızlı ve güvenilir çözümdür.
· SOₓ ve partikül emisyonlarını düşürür: Daha temiz hava kalitesi ve daha sağlıklı deniz ekosistemleri yaratır.
· Enerji güvenliğine katkı sağlar: Fosil yakıtlara bağımlılığı azaltarak daha dengeli bir enerji portföyü sunar.
· Döngüsel ekonomiyi destekler: Atıkların değerli bir kaynağa dönüşmesini sağlayarak çevre dostu üretim modelini güçlendirir.
Atık ve Kalıntılardan Üretim
Arkas Bunker biyoyakıtları, yalnızca bitkisel atık yağlardan üretilmektedir. Kullanılmış yemeklik yağlar gibi gıda dışı kaynaklardan elde edilen bu yakıtlar, tarım alanı kullanımına ihtiyaç duymaz, gıda güvenliğiyle rekabete girmez ve ormansızlaşmaya yol açmaz. Bu yaklaşım, sürdürülebilirlik kriterlerine tam uyum sağlarken biyoçeşitliliğin korunmasına da katkıda bulunur.

